Basketbol camiasının büyük bir bölümü karamsar duygularla, “tarihin en zayıf kadrosu” sloganı ile Eurobasket’e başlamıştıı. Ancak daha ilk maçtan koç Sarıca ve 12 Dev Adam bu duyguları yerle bir edercesine müthiş bir karakter koydu ortaya. Güçlü Rusya karşısında tartışmalı hakem kararları ve son bölümde yaptığımız tecrübesizlikler nedeniyle finale kadar getirdiğimiz maçı kaybettik. Ama bu maç çok önemli bir moral ve özgüven yüklemesi oldu özellikle genç oyuncularımıza. Cedi takımı sahiplenip görev adamı rolünden yıldız seviyesine çıkarken genç Furkan ne kadar önemli bir skorer olduğunu bir kez daha gösterdi ve Semih de basketbola konsantre olduğunda neler yapabileceğini hem kendine hem de bizlere hatırlattı.
Moral ve Özgüven
Sonrasında zayıf rakip İngiltere karşısında gelişimini sürdüren millilerde herkes oyunun içine girmeye, katkı yapmaya başladı. Rusya maçında hayal kırıklığı yaratan keskin nişancımız Melih ritmini bulurken Sertaç ve Erkan gibi iki değerli görev adamı da rotasyonda aldıkları sürenin hakkını vererek önemli katkılar yapmaya başladılar. Aynı şekilde Rusya maçında tutuk görünen kaptan Sinan da kendine gelerek hem hücumda hem de savunmada takıma liderlik etmeye başladı. Genç oyuncularımızdan Kenan da Rusya maçında yaşadığı erken faul probleminden sonra İngiltere karşısında moral kazanan isimlerden biriydi.
Tecrübe
Sıbistan karşısında izlediğimiz 12 Dev Adam ise gelişimin son evresindeydi. Turnuvanın en önemli şampiyonluk adaylarından biri karşısında maçın başından sonuna kadar özellikle savunmada derslik bir oyun sergiledik. Bogdanovic karşısındaki etkili birebir savunmamız, takım olarak kısalara yaptığımız baskı ve pota altında zaman zaman kısa beşlerle dahi Semih ve Sertaç’a destek olarak güçlü Sırp pota altı rotasyonuna karşı geri adım atmamız akışları fazlasıyla haketti. Ancak yine maç sonunda tecrübe problemi yaşadık. Rusya maçından farklı olarak bu kez bizim basit hatalarımızın yanında Bogdanovic’in de aynı hücumda bulduğu 6 sayılık müthiş performansının etkisi büyüktü. Sonuna kadar çok iyi mücadele ettiğimiz, terimizin son damlasına kadar savaştığımız, asla pes etmediğimiz bir maçı daha kaybettik belki ama öğrenmeye, gelişmeye devam ettik.
İlk Ders Tamam
Son maçta karşımızda grubun zayıf ekiplerinden biri olarak görünse de kolay pes etmeyen, savaşçı ve inatçı Belçika vardı. Diğer maçlardan farklı olarak bu sefer ilk çeyreği çok iyi geçtik. Ama ilk yarının sonlarına doğru şutör uzunlarını devreye sokmaları ile savunmada problemler yaşadık, maça tutunmalarına engel olamadık. Semih’in hücum performansını zirveye çıkardığı ve birebirde rakip uzunları adeta denize döktüğü maçta ilk maçlarda yorulan Cedi bu kez biraz arka planda kaldı. Onun hücumdaki liderlik görevini ise henüz 20 yaşında olan genç NBA oyuncumuz Furkan Korkmaz doldurdu. Alan savunmasına zorlandığımız anlarda bulduğu kritik şutlar, akıllı penetreleri ve savunmaya getirdiği enerji ile o da turnuvada sınıf atlayan oyuncularımız arasına girdi. Son bölüme yine stresli girdiğimiz maçta bu dersi geçmiş olduğumuzu gösterdik ve bu kez hata yapmadık. Maç boyu sessiz kalan Melih’in de Furkan’a eşlik etmesi ile hücumda aradığımız üretimi bulduk ve Belçika engelini geçmeyi başardık, ilk hedefimizi tamamlayıp son 16 biletini kaptık.
Zorlu Sınav
Şimdi karşımızda çok daha güçlü çok daha yetenekli ve kaliteli bir takım olan Letonya var. Onları yenmemiz durumunda grubu 3.sırada bitireceğiz ve eleme maçında en büyük şampiyonluk adayı olan İspanya’dan kaçıp nispeten daha az kuvvetli olan Hırvatistan ile eşleşeceğiz. Porzingis gibi bir süper uzuna sahip olan Letonya onun faul problemine girdiği maçta, ikinci yarının neredeyse tamamını onu sınırlı kullanarak geçmesine rağmen güçlü Rusya’yı geriden gelip devirmeyi başarmıştı. Timma ve Bertans kardeşler harika bir turnuva geçiriyorlar. Her ne kadar ana rotasyon dışında takımdaki kalite ciddi şekilde düşşese de koç Bagatskis şimdiye kadar bu 5 ana oyuncusunu maksimum verimde kullandı. 12 Dev Adam için bu maçta en zor olan konu tempoyu kontrol etmek olacak. Biz kaos basketbolundan beslenen ve yüksek tempoda etkili olan bir takımız. Letonya ise bu tarz basketbolu en verimli en disiplinli oynayabilen takımların başında geliyor. Bu nedenle açık alandan çok yine yarı saha basketbolunda ne kadar etkili olabileceğimiz ve Letonya’nın temposunu ne kadar düşürebileceğimiz maçın da kaderini belirleyecek. Onları düzenden çıkarıp yarı saha basketboluna itebilirsek galibiyet şansımız artacaktır.
Mail: fersu77@yahoo.com
Twitter: @fersudeniz