Basketbol Panorama 22.04.18

Avrupa kupalarında bir bir sona geliyoruz artık. EuroCup’da temsilcimiz Darüşşafaka, Galatasaray’ın ardından bu kupayı 2.kez kazanarak ülkemizi başarıyla temsil etti. Euroleague‘de ise son şampiyon apoleti ile yoluna devam eden temsilcimiz Fenerbahçe Doğuş‘un play-off maçları devam ediyor. Gelin ilk 2 maçın tamamlandığı 4 serideki son durumları birlikte mercek altına alalım. Ayrıca serilerin ilk bölümündeki en değerli performanslara da göz atalım.

“CSKA Moskova – Khimki Moskova”

Yunan koçların yönetimindeki iki Moskova takımının kapışmasında normal sezonu lider bitirmiş olarak ev sahibi avantajı bulunan CSKA seride şuanda 2-0 önde. Normal sezonun son bölümünde sakatlanan Hines’dan bu seride seride yararlanamayan ev sahibi ilk maçta da boyalı alanın savunulması konusunda Amerikalı uzunu ciddi şekilde aramıştı. Ayrıca kısa savunmasında da problem yaşamıştı CSKA. Sadece Shved değil Vialtsev de dış şutları ile başlarına bela olmuştu. Toplamda %38.9 ‘luk üçlük yüzdesi ile maça ortak olmayı başarmıştı Khimki. CSKA’yı bir adım öne geçiren serbest atış çizgisinden tam 37 sayı bulmalarıydı. İlk maçta gelen galibiyete tam olarak sevinemedi CSKA çünkü maçın ilk bölümünde sakatlanan Fransız yıldız De Colo’dan kötü haber geldi, tecrübeli guardın bu seride tekrar oynayamayacağı belirtildi. İkinci maçta De Colo’nun yokluğunda CSKA’da sahneye çıkan isim Rodriguez, nam-ı diğer El Chacho oldu. İspanyol guard maç boyunca en kritik yerlerde sorumluluk alarak el yakan topları yüzdeli bir şekilde isabete çevirmeyi başardı. X-faktör ise Higgins oldu. Amerikalı 2 numara skor yönünde olduğu kadar işin savunma tarafında da takımın en önemli enerji kaynaklarından biri oldu. Shved genellikle onun savunması ile karşılaştı ve maçı sadece 12 sayı ile tamamlayabildi. Gill ise Hines’ın yokluğunda pota altını iyi işledi ve Khimki’yi ayakta tutan isim olmuştu 24 sayı ile. Ancak Shved’in bu kadar vasat olduğu bir maçta Khimki’nin kazanması çok zordu, maçın içinde kaldılar ama son bölümlerde Rodriguez’in çıkıp aldığı sorumluluğu alabilecek ismi bulamadılar ve 89-84 kazanan CSKA seriyi 2-0’a getirdi.

“Panathinaikos – Real Madrid”

Yeşiller normal sezonu 4.sırada bitirerek ev sahibi avantajını kapmayı başarmıştı. İlk maça ise tam anlamıyla fırtına gibi bir giriş yaptılar, 20-0’lık inanılmaz bir seri yakaladılar Real Madrid karşısında. Sezon boyunca takımı sırtlayan kaptan Calathes yine bu başarılı sekansın başrolündeki isimdi. Tam 16 asist ile bir play-off maçında en fazla asist yapan oyuncu ünvanını elde etti Yunan guard. Ayrıca sezon ortasında takıma katılan James de iyice ısındı ve Calathes’in en büyük yardımcısıydı ilk maçta. Real Madrid son bölümden geri dönüş yapmaya çalışsa da ev sahibi izin vermedi ve tam 28 sayı farkla kazanıp seride 1-0 öne geçti. İkinci maçta ise bambaşka bir senaryo izledik. İlk maçta hezimete uğrayan ve bunu haklı olarak gurur meselesi haline getiren koç Laso ve öğrencileri ikinci çeyrekten itibaren ağırlıklarını koydular. Beklendiği gibi Doncic değil takımın tecrübeli ve veteran isimleri sorumluluk alarak sahneye çıktılar. Reyes-Carroll ikilisi toplamda 35 sayı üreterek İspanyol takımını OAKA’da galibiyet taşıdılar. Ayrıca takım olarak yay gerisinde %55 ile oynamaları da galibiyetin bir diğer etkeniydi. James yine hücumda takımını sırtlamaya çalıştı ama Calathes bu sefer zorlandı ve pota altında hücumda Payne ile etkili olurken Reyes’in sertliği ve tecrübesi karşısında çaresiz kaldılar. Sonuç olarak Real Madrid 89-82 kazanarak seri Madrid’e taşınmadan önce 1-1 eşitliği yakalamış oldu.

“Olympiakos – Zalgiris Kaunas”

Eşleşmeler belli olduğunda Euroleague koçları tarafından da sonucu en belirsiz seri olarak gösterilmişti bu seri. İlk maçtan da bu tahminin ne kadar doğru olduğunu görmüştük. Koç Jasikevicius ve öğrencileri sezon boyunca sergiledikleri dirençli, inatçı ve mücadeleci basketbolu Pire’de Barış ve Dostluk Salonu’nda da gösterdiler. Aslında Olympiakos maça çok iyi bir giriş yapıp 23-12’lik seri yakalamıştı. Ama ikinci çeyrekten itibaren Pangos liderliğinde Zalgiris rüzgarı esmeye başladı. Ayrıca sezon boyunca istikrarsız performansı ile eleştirilen Davies de boyalı alanı domine etti. İkinci yarı ile beraber Spanoulis sazı eline aldı ve Olympiakos’u tekrar maça ortak etti, 72-72’lik skorla uzatmaya gidildi. Uzatma bölümünde Milaknis ve üçlükleri de x-faktör olarak devreye girince Zalgiris zorlu Pire deplasmanında 87-78 kazanarak servis kırmayı başardı. İkinci maçta ise Spanoulis ve arkadaşları beklenen reaksiyonu sergilediler. Milutinov gibi önemli bir pota altı silahlarından  yoksun olmalarına rağmen McLean’i çok iyi kullandılar takım olarak. Ayrıca Spanoulis yine sahnedeydi, Sakallı ne zaman ne gerekse yaptı takımı için. İşin savunma tarafında yine Davies’i boyalı alanda durdurmakta zorlandılar ama bu sefer kısa savunmasında iyi iş çıkardılar ve ilk maçta olduğu gibi Zalgiris’i yine düşük skorlarda tutarak 79-68 ile kazanıp seriyi Kaunas’a 1-1 eşitlikle taşıdılar.

“Fenerbahçe Doğuş – Baskonia”

Son şampiyon ünvanı ile ev sahibi avantajını da cebine koyarak play-off serisine başlayan temsilcimiz Fenerbahçe Doğuş ilk maçta İspanyol ekibi Baskonia’yı ağırladı. Son haftalarda takımın beyni ve organizatörü rolündeki en formda ismi Granger’dan yoksun olan Baskonia beklendiği gibi hücumda çok zorlandı sert savunmamız karşısında. İlk çeyrekte tempoyu çok iyi kontrol eden sarı lacivertliler rakibi sadece 11 sayıda tutarak çok önemli de bir mesaj verdi maçın geri kalanı için. Savunma performansı ikinci çeyrekte de devam edince soyunma odasına girilirken Baskonia sadece 26 sayıda kalmıştı. Ancak ikinci yarı ile beraber kenardan gelen Vildoza ve Janning’in enerjisi onlara ilaç oldu. Farkın açılması ile savunmada konsantrasyon kaybı yaşayan temsilcimiz 3.çeyrekte Baskonia’nın geri dönüş çabalarına biraz göz yummaya başladı ve fark 10 sayılara doğru inmeye başladı. Ancak son çeyrekte Wanamaker ile Sloukas’ın sorumluluk almaları ile birlikte farkın daha fazla kapanmasına izin vermedik ve maçtan 82-73 ile galip ayrılarak 1-0 öne geçtik. İkinci maçta Baskonia’nın bir reaksiyon göstermesi bekleniyordu ancak koç Obradovic ve öğrencilerinin onların bu kadar tempo yapmasına izin vermeleri beklenmiyordu. Maçın ilk anlarından itibaren açık alanda istedikleri gibi koşan ve kolay sayı şansları bulmaya başlayan Baskonia, özellikle Janning’in yüzdeli üçlüklerine çare bulamadı. İlk yarı bittiğinde potamızda tam 49 sayı görmüştük ama neyse ki biz de onların savunma zaaflarından yararlanıp Wanamaker ile Vesely liderliğinde 53 sayıyı bulmuştuk. İkinci yarıda da denge pek bozulmadı, tempo maalesef hep yukardaydı Baskonia’nın istediği gibi. Son bölümde Wanamaker sorumluluk alarak el yakan topları doğru ve yüzdeli kullanınca bir kabus yaşamaktan kurtulduk. 95-89 kazanan Fenerbahçe Doğuş, Final Four kapısını yarısına kadar aralamış, 2-0 önde bir şekilde seriyi Baskonia’ya taşımış oldu.

“Play-Off İlk 2 Maçların En İyi Beşi ve MVP’si”

MVP – Sergio Rodriguez (G-CSKA Moskova): 24.0 sayı 3.0 ribaund 7.5 asist 1.5 top çalma 30.0 verimlilik

Othello Hunter (C-CSKA Moskova): 16.0 sayı 7.5 ribaund 1.5 asist 1.0 top çalma 24.0 verimlilik

Brad Wanamaker (G-Fenerbahçe Doğuş): 17.5 sayı 4.0 ribaund 3.5 asist 1.5 top çalma 24.0 verimlilik

Nick Calathes (G-Panathinaikos): 11.5 sayı 4.5 ribaund 10.5 asist 1.5 top çalma 23.5 verimlilik

Mike James (G-Panathinaikos): 22.0 sayı 4.5 ribaund 4.5 asist 1.0 top çalma 22.5 verimlilik