Hazırlık dönemi bitti ve yeni sezon tam gaz başladı. Sezona Eurolaegue Şampiyonu apoleti ile giriş yapan Fenerbahçe Doğuş’ta işler pek yolunda gitmiyor. 4.çeyreğin ikinci yarısında sadece 3 sayı atılan deplasmandaki Malaga mağlubiyeti ve ardından ilk maçlarda vasat bir görüntü çizen hem Real hem de Karşıyaka karşısında varlık gösteremeyen Anadolu Efes’e kaybedilen derbi… Peki bu durum normal mi, sebepleri neler? Gelin birlikte mercek altına alalım.

Yeni Uzunlar

Sarı lacivertliler takımın bel kemiği diyebileceğimiz türden çok önemli iki yıldızı Udoh ve Bogdanovic’i NBA’e kaptırdı. Tüm taraftarlar birebir bu oyuncuların yerini doldurabilecek isimler hayal ederken koç Obradovic her zamanki gibi farklı ve alışılagelmemiş bir yola başvurarak kadro yapısını ve sistemi değiştirdi. Pota altına Melli ve Thompson hamleleri yapılırken Antic ile de yollar ayrıldı. Bu noktada iki yeni uzun da halen adaptasyon sürecini tamamlayamadılar, hatta çok çok başındalar. Özellikle Melli’nin şuanda vasat bir seviyede olmasının temel nedeni bu. Koç Obradovic’in ondan beklentilerini anlaması, hücum setlerini öğrenmesini ve savunmadaki rotasyonlara alışması için zamana ihtiyacı var. Geçen sezon Bamberg ile oynadığı sistemden çok farklı herşey. Diğer taraftan Thompson kariyerinin belki de son yıllarına gelmiş bir oyuncu olarak sıfırdan savunma yapmayı ve ikili oyunlarda kısanın karşısında nasıl faul yapmadan kalınacağını öğrenmeye çalışıyor. İşte bu nedenlerden dolayı da Vesely’nin omuzlarındaki yük haddinden fazla. Çek oyuncu şimdiye kadar elinden geleni yapmış olsa da bir çok maç yalnız kaldı. Tabi bir de Kalinic’in sakatlığı var. Geçtiğimiz sezon koç Obradovic’in 4 numaradaki jokeri, en güvendiği isimdi Sırp forvet. Özellikle savunmada onun direncini, yırtıcılığını, enerjisini çok arıyor Fenerbahçe. Gerek Malaga gerek Anadolu Efes maçlarında savunmada yaşanan düşüşlerde ve hücumda ters eşleşmeleri cezalandırma konusunda eksikliği fazlasıyla hissedildi.

Wanamaker’ın Rolü

Wanamaker, Fenerbahçe Doğuş’un yılan hikayesine dönen ve en çok mesai harcadığı transferiydi sezon öncesi. Hazırlık döneminin başlamasına kısa bir süre kala takıma kazandırıldı. Koç Obradovic kariyeri boyunca Amerikalı guardlarla çalışmayı pek tercih etmeyen bir koçtu ama Dixon ile bu alışkanlığını bozduktan sonra Wanamaker gibi yaratıcı özellikleri kuvvetli, lider bir isme duayen koç tabiki hayır demedi, özellikle Bogdanovic gibi bir silahını kaybetmişken. Ancak şimdiye kadar gittiği her takımda kendisine açık çek verilmiş ve takımın tartışmasız lideri olmuş bir ismi Obradovic’in katı sisteminin içerisinde yoğurmak ve onu verimli kullanmak da ciddi bir süreç gerektiriyor (Tıpkı Dixon’ın yaşadığı gibi). Hazırlık döneminde zaman zaman etkili performanslar sergilese de hem savunma kurgusunda hem de hücum setlerinde yaptığı tercih hataları ile eleştiri oklarını üstüne çekmişti Amerikalı guard. Dixon’ın sezona sakat başlamasının avantajı ile her maçta fazlasıyla süre aldı ancak belirttiğim gibi sistemdeki yerine ve rolüne alışması gerekecek. Belki artık topa eskisi kadar fazla hükmedemeyecek, bu rol genelde Sloukas’da olacak. Fakat artık ona daha fazla skor opsiyonu hazırlanacak çünkü başlatan değil bitiren rolünde olacak. Eskisi gibi kendi başlayıp bitirmeyecek, takımın başlatıp ona getirip kendisinin bitirmesini öğrenmesi gerekecek. Çünkü kendi başlayıp bitirmeye çalıştığında yaptığı tercih hataları koçun sistemine oldukça ters.

Sinan, Melih, Datome

Takıma yeni katılan Sinan ve Eurobasket’teki performansı ile adeta yeniden doğan Melih koç Obradovic’in bu sezon beklediği bench katkısının temel taşları. Ancak Sinan Eurobasket’teki tutuk ve vasat performansın izlerini, yan etkilerini halen üzerinden atamamış. Evet o da Fenerbahçe’nin sistemine alışma sürecinde ama bildiğimiz Sinan performansından çok uzak olduğunu özellikle savunmada net olarak görebiliyoruz. Acilen toparlanması gereken isimlerin başında geliyor. Datome’nin rolünü zaten anlatmaya gerek yok. Bu sezon da özellikle hücumda takımın tehlike anında camı kırıp kullanacağı, en güvendiği silahlardan biri olacak. O da Eurobasket’te çok iyi oynadı ve zaten sezona da iyi bir giriş yaptı. Fakat İtalyan yıldız için de bir “ama” dememiz gerekecek. Sebebi ise savunmadaki zaafı. Ağır ayakları ile artık 3 numarada özellikle penetreci isimlere karşı ciddi problem yaşıyor, birebirde kolay yeniliyor. Evet zekası ve oyun bilgisi ile mesafeyi ayarlayıp bu eksisini kapattığı zamanlar oluyor ancak genelde maalesef bu problemi artık daha çok göze batıyor. Ayrıca şutlarının girmediği günlerde hücum performansı da ciddi şekilde düşüyor. Kendi şutunu yaratan bir oyuncudan çok hazırlananı bitiren bir şutöre doğru evriliyor ilerleyen yaşıyla birlikte. İşte bu nedenlerden dolayı Nunnally’nin savunmada daha aktif olması ve Kalinic’in acilen sakatlıktan dönmesi ve %100’üne ulaşması çok kritik.

Sabretmek Lazım

Özetle bu Fenerbahçe Doğuş, son Euroleague şampiyonu Fenerbahçe Doğuş değil. Adı ve sponsoru gibi takım da komple değişti diyebiliriz. Guduric gibi gelecek vaad eden ama sabredilmesi gereken bir isimin takıma monte edilmeye çalışılması, Thompson ve Melli gibi iki farklı özellikteki uzunla pota altında hücuma çeşitlilik getirilip savunma yükünün biraz daha Vesely’nin omuzlarına verilmesi, direksiyonun Sloukas’a emanet edilip Bogdanovic’den çok farklı özelliklere sahip olan Wanamaker’ın bitirici ve zaman zaman yaratıcı rolünde kullanılması… İşte tüm bunların yerli yerine oturması ve tekrardan şampiyon bir takıma dönüştürülmesi için koç Obradovic’in artı bu takımın zamana ihtiyacı var. Bu değişimin içerisinde Final Four hedefinden vazgeçilmediği net ki bu kadro değişimi yönetirken maçları da kazanıp hedefine tam gaz gidebilecek kalitede. Ama bu değişim içerisindeki ufak eksiklikler bu sezon şampiyonluğu getirmeyebilir, tıpkı Udoh ve Bogdanovic’in evrimlerini tamamlarken yaşadıkları kayıplar gibi. Bu nedenle basketbol severler olarak Fenerbahçe Doğuş’a zaman tanımalı ve gelişim artı adaptasyon sürecini dikkatle takip etmeliyiz.

ÖNEMLİ: Fenerbahçe Doğuş geçen sezon olduğu gibi her topu adam değişerek savunmaya çalışıyor ve ellerinde Udoh varken bile bu savunmada birebiri etkili atlet ve delici kısalar hep başlarına bela olmuştu. Artık Udoh yok ve Vesely, Melli ya da Thompson bu görevi üstlenebilecek gibi durmuyorlar. Zaten Malaga maçında Ray McCallum ve Anadolu Efes maçında da Errick McCollum belirttiğim bu özellikleri nedeniyle işin rengini değiştirmişlerdi. Koç Obradovic’in neredeyse her hedefi olan takımın sahip olduğu bu tarz oyuncuları, mevcut savunma sistemi içerisinde nasıl öğütüp durdurabileceğini ya da en azından yavaşlatabileceğini sezon içerisinde çok geç olmadan bulması gerekecek.

Mail: fersu77@yahoo.com
Twitter: @fersudeniz