*** 09.10.18’de GÜNCELLENMİŞTİR.

Transfer dönemi halen bazı takımlar için tamamlanmadı ve piyasada da sınırlı sayıda olsa bile halen önemli isimler var kontrat alamayan. Gelin birlikte bu isimleri listelerken aynı zamanda hangi takımlarımıza uygun olabilirler diye de inceleyelim.

ÖNCE 5 NUMARALARA BAKALIM:

Art Parakhouski (2.11-1987)

Belaruslu pivot geçtiğimiz sezonu Maccabi Tel Aviv’de geçirmiş ve çoğu maçta ilk beş başlamasına rağmen koç Spahija’nın kendisine vermiş olduğu fırsatları iyi değerlendirememiş, Unics Kazan’daki verimli günlerini aratmıştı. Bunun üzerine de İsrail temsilcisi sözleşmesindeki opsiyonunu kullanmadı ve onu serbest bıraktı. Alçak posttaki etkinliği, fiziksel temastan kaçmaması ve savaşçı kimliği ile takımının enerjisini yükselten bir pivot olmasıyla belki Euroleague seviyesinde değil ama Eurocup ya da FIBA Şampiyonlar Ligi seviyesinde halen fark yaratabilecek bir pivot olduğunu düşünüyorum. Transferi henüz noktalamayan Galatasaray ve Beşiktaş’ın pota altı için düşünmeleri gereken bir isim.

UZUN FORVETLERE BİR GÖZ ATALIM:

Rakim Sanders (1.96-1989)

Barcelona’da beklentilerin altında kalmış olsa da bunun temel nedenlerinden birinin yaşadığı sakatlıklar olduğunu unutmamak lazım. Sağlıklı kalabildiği sürece güçlü fiziği, hem alçak posttaki etkinliği hem de yüzü dönük silahları ile eşleşmesi zor bir oyuncu Sanders. Ayrıca üst düzeyde olmasa da 3 sayı tehditi olduğunu da unutmamak lazım. Euroleague takımlarımız onun pozisyonunu doldurmuş durumdalar, diğer takımlarımıza da mali anlamda uygun değil. Yine Maccabi Tel Aviv onun için devrede olabilir ya da onu VTB Lig’de görebiliriz önümüzdeki sezon.

OYUN KURUCULARA BİR GÖZ ATALIM:

Jordan Theodore (1.82-1989)

Banvit’i neredeyse tek başına FIBA Şampiyonlar Ligi finaline taşımayı başaran ve Euroleague için hazırım mesajı veren Jordan Theodore, maalesef Olimpia Milano’da beklentilerin altında kaldı. Aslında sezonun ilk bölümünü iyi oynadı ama sonrasında yaşadığı sakatlık ritmini tamamen kaybetmesine neden oldu. İstikrarsız bir dış şutu olması ve zaman zaman bireysel performansına fazla odaklanması bir çok takımın ona teklifte bulunmasını engelledi şuana kadar. Onunla en ciddi şekilde ilgilenen takım Eurocup’da yer alacak olan Kızıl Yıldız. Eurocup ve Şampiyonlar Ligi’nde fark yaratabilecek bir oyun kurucu. Temsilcimiz Beşiktaş onunla ilgilenmiş ancak yüksek maliyeti nedeniyle anlaşma sağlanamamıştı.

SIRADA KISA FORVETLER VAR:

Paul Zipser (2.03-1994)

Alman forvet, Bulls’da beklenen gelişimi gösteremedi ve kontratı dolduktan sonra tekrar bir teklif almadı NBA takımlarından, halen boşta. Aslında Euroleague’e geri dönen eski takımı Bayern Munich onunla ilgileniyordu ama henüz somut bir gelişme yaşanmadı. Atletizmi ve savunması ile önemli bir takım oyuncusu. NBA’de geliştirdiği fiziği ve penetreleri ile Euroleague basketbolunda değerli bir forvet olacağını düşünüyorum. Bayern ile kesin olarak anlaşamaması durumunda FIBA Şampiyonlar Ligi için iddialı bir kadro kuran Brose Bamberg’in de onun için pusuda beklediği gelen haberler arasında.

KC Rivers (1.96-1987)

Panathinaikos ile vasat bir sezon geçiren tecrübeli keskin nişancı halen boşta ve hakkında somut bir gelişme yaşanmadı şuana kadar. Solak şutör yaşı ilerledikçe iyice ağırlaştı neredeyse sadece ceza atışları ile katı sağlayabilir duruma geldi. Diğer taraftan savunma konusunda da bu ağırlığı dezavantaj olmaya başladı doğal olarak. Ancak herşeye rağmen tecrübesi ve yay gerisindeki yüksek yüzdeli tehditi ile Euroleague’de olmasa bile Eurocup ya da Şampiyonlar Ligi’nde değer katacak bir hamle olabilir.

SON OLARAK ŞUTÖR GUARDLARA BAKALIM:

Erick Green (1.90-1991)

Green yay gerisinden etkili olmasının yanı sıra, sürati ve atletizmi sayesinde yaptığı penetreler sonucu orta mesafeden de etkili bir silah. Ayrıca skorer bir isim olmasına rağmen savunmadan da ödün vermemesi onu değerli isimlerden biri yapıyor. Ancak hücumda topla oynamayı sevmesi ve genelde pozisyonlarını dribbling üstünden bulması, pas opsiyonlarını fazla düşünmemesi ve ribaundlara sınırlı bir katkı veriyor olması onu ikinci sınıf guardlar arasına düşürdü geçen sezon. İşin hücum tarafında sadece skora dayalı bir oyun sergiliyor. Barcelona onunla ilgileniyor ve Fenerbahçe’nin düşünmesi gereken isimlerden biri. Wanamaker ve Nunnally’nin ayrılmasının ardından hem dış şut tehditi hem de yaratıcı skorer eksikliklerini kapatabilir.

Jared Cunningham (1.95-1991)

Birleşik Amerikalı skorer aslında Bayern Munich ile birlikte iyi bi sezon geçirdi. Atletik özellikleri, patlayıcılığı ve çabuk ilk adımı ile rakip savunmaların canını sıkabilen, delici bir skorer. Ancak dış şutlarındaki istikrarsızlık onu bir üst seviye için zorladı şimdiye kadar ki bu eksisi ve savunmadaki zaafları, özellikle fiziksel teması fazla sevmemesi onu bir kontrat almaktan alıkoydu. Henüz şutör guard hamlelerini yapmamış olan Beşiktaş ve Galatasaray’ın düşünmesi gereken bir isim. NBA’den çift yönlü bir kontrat kapıp gitme ihtimali yüksek.

Gary Neal (1.93-1984)

Tecrübeli skorer Zaragoza’da müthiş bir sezon geçirdi ancak ilginç bir şekilde herhangi bir takımla tekrar anlaşamadı şuana kadar, halen boşta. İlerleyen yaşı nedeniyle NBA kontratı kapma ihtimali zor. Çin ihtimali ona en yakın gözüken opsiyon. Çünkü savunmada mümkün olan en az enerjiyi harcamak istiyor. Ama hücumda bu durumun karşılığını fazlasıyla veriyor Neal, parkenin her yerinden skor tehditi olan bir oyuncu. Onu izlemek gerçekten büyük bir keyif. Ancak artık Eurocup ya da Şampiyonlar Ligi seviyesinde savunmada böyle dezavantajları olan bir oyuncu bulundurmak biraz lüks olur. Yine de çok uygun rakamlı bir kontratı kabul ederse alternatif olarak değerlendirilebilir.

Hollis Thompson (2.03-1991)

Georgetown çıkışlı tecrübeli oyuncu Olympiakos ile yaşadığı ilk Avrupa deneyiminde beklentilerin altında kalmıştı. Kariyeri boyunca iyi bir 3 sayı atıcısı olan Thompson, bu konuda sınıfta kalırken savunma ve konsantrasyon konusunda da sorunlar yaşamıştı. Oysaki NBA’de 3 & D diye adlandırılan birebir savunmayı etkili yapan ve ceza atışlarını da yüzdeli kullanan bir kısa forvetti. Mevcut yeteneklerini ortaya koyabilirse Eurocup seviyesi için değerli bir şutör ve takım oyuncusu Thompson. Transfer döneminde adı Galatasaray ile anılmıştı ve bence hem sarı kırmızılıların hem de Beşiktaş’ın düşünmesi gereken bir isim.

Brandon Paul (1.93-1991)

Birleşik Amerikalı guard, yüksek yüzdeli üçlükleri ile ön plana çıktı kariyeri boyunca. Anadolu Efes forması ile sergilediği performansta da onu böyle hatırlıyoruz zaten. Diğer taraftan delici özelliği olan ve dribbling üzerinden kendi şutunu da yaratabilen bir guard. Ayrıca işin savunma tarafında da çabuk elleri ve atletik özellikleri ile topa iyi baskı yapabilen, çaldığı toparla takımına kolay hızlı hücum sayıları armağan edebilen bir guard. Daha önce Anadolu Efes forması giymiş Paul ile hem Baskonia hem de Barcelona ilgilenmiş ama bir gelişme olmamıştı. Fenerbahçe’nin de mutlaka bu yarışa girmesi gerektiğini düşünüyorum. Oyunun iki alanında da etkili olan ve koç Obradovic’in sevdiği tarzda bir oyuncu.